29 Mayıs 2015 Cuma

İŞKENCE GİBİ KADIN SÜNNETİ

Afrika’yı, Güney ve Batı Asya’yı ve Endonezya’yı kapsayan bu geniş coğrafyada karşılaştığımız “kadın sünneti” dünya problemi haline dönüşmüştür. Bu acımasız uygulamaya her yıl maruz kalan binlerce kız çocuğu, ölümle karşı karşıya gelmektedir.

Kadın sünneti azalarak da olsa her yıl binlerce kişinin hayatını etkileyerek devam ediyor. 8 günlük bebek ile 15 yaş arasındaki kız çocuklarına yapılan bu sünnetin amacı cinsel zevkin kontrol altına alınmak istenmesidir. Ayrıca Afrika geleneklerine göre kadının temizliği ve saf bir anne olabilmesi için gerekli görülmektedir. Kadın sünneti, klitoris bölgesinin kesilmesi ile gerçekleşir. Bu uygulama bölgedeki yaşlı kadınlar tarafından yapılır. Sünnet yapılan yer uyuşturulmaz ve işlemde keskin cam ve teneke parçaları gibi ilkel aletler de kullanılır. Dünyada en az 125 milyon kadın bu uygulamaya maruz kalmış durumda.

Özel bir hastanede görev yapan Dr. Oğuz Ergin, kadın sünnetinin uzun vadeli sorunlara yol açacağına dikkat çekti. Dr. Ergin bu sorunları şöyle sıraladı: zor idrar yapımı, kısırlık, zor doğum ve zor adet dönemi. Hastane ortamı dışında yapılan sünnetin birçok hastalığı tetiklediğini ifade eden Ergin, “Bu durum, kan zehirlenmesi ve AIDS gibi enfeksiyonlar için risk teşkil etmekte” dedi.

Kadın sünneti nasıl yapılır
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler tarafından “genital sakatlama” olarak adlandırılan bu uygulama’yı Dünya Sağlık Örgütü 4’e ayırıyor. Birinci tip uygulama, Klitoris ( 8 bin sinir lifi bulunan ve kadınların cinsel haz almasını sağlayan bölge) ve Prepus’un (klitorisi çevreleyen deri) tamamen kesilmesi ile gerçekleşiyor. İkinci tip uygulama, klitoris, prepus ve çevredeki küçük (labia minör) ve bir kısım büyük dudakların (labia majör) kesilmesidir. Üçüncü uygulama diğer uygulamalar arasında en acımasızı olarak kabul edilir. Bu uygulamada klitoris, prepus, küçük ve büyük dudakların tamamı kesilir. Açık yaranın dış tarafları bir araya getirilerek dikilir. İdrarın çıkabilmesi ve aylık kanamaların akabilmesi için küçük parmak ucu genişliğinde açıklık bırakılır. Bu uygulama Mısır firavunu Pharohah’dan dolayı “Firavun Sünneti” olarak da adlandırılır. Antik Mısır mumyalarında bu tür sünnete rastlanmıştır. Dördüncü uygulama ise sembolik olarak klitoris veya dudakların çizilmesi, klitorisin dağlanması şeklindedir. Dünya Sağlık Örgütüne göre kesimlerin yüzde 85’i birinci ve ikinci tip, yüzde 15’i ise üçüncü tipe dahil.

İşkence gibi
Hiçbir tıbbi önlem almadan gerçekleştirilen kadın sünneti çok fazla kız çocuğunun ve kadının acı çekmesine yol açmaktadır. Sünnet, önlemini almayan çoğu ülkede “ebe” diye nitelendirilen yaşlı kadınlar tarafından gerçekleştiriliyor. Tıbbi eğitimleri olmayan bu kadınlar, hijyenik olmayan ortamlarda ve ilkel aletlerle bu uygulamayı yapıyor. Sünnet yapılacak bölgeye hiçbir uyuşturucu madde kullanılmadan jilet, bıçak, keskin cam ve teneke parçaları ye da keskin taş parçası kullanılarak yapılan uygulama bir tür işkence gibi. Yaranın tutturulabilmesi için, ağaç dikenleri, hayvan kılları, kemik çiviler ve deriden elde edilen iplikler kullanılıyor. Sünnet sırasında çoğu kız çocuğu dayanılmaz acıdan dolayı şoka giriyor. Kimisi enfeksiyondan kimisi de  kan kaybından hayatını kaybediyor. Bütün bunlara rağmen kadın sünneti devam etmektedir.

Az çığlığa çok saygı
Kadın sünnetini gerçekleştirenlerin bir inanışı da toplumda kabul görme anlayışıdır. Sünnet olan kadınlar toplumda saygı görür ve evlenilebilecek kişiler olarak tanımlanır. Sünnet olmayan kadınlar ise toplumdan dışlanırlar. Bir diğer anlayışta sünnet sırasında gerçekleşir. Sünnet olurken az çığlık atan kızlar daha çok saygı görürler. Eğer birisi çok fazla çığlık atıyorsa kendi utancı ile baş başa bırakılır. Sünnet olan kızların statüsü yükselir ve kadınlığa adım atarlar.

125 milyon kadın acı çekti.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) 2008 yılı raporuna göre dünyada 125 milyondan fazla kız çocuğu ve kadın bu uygulamaya maruz kalmıştır. Kadın sünnetini en çok uygulayan ülkeler şunlardır: Mısır, Etiyopya, Nijerya, Sudan Kenya, Somali, Citibu, Eritre. Kadın sünneti, Irak, Suriye, İran gibi Batı Asya ülkelerinde az görülmektedir. Hindistan ve Endonezya’nın da göz önüne alındığında dünyanın yarısında bu uygulama görülmektedir.

Engellenmesi gerekiyor

Bu uygulamanın olduğu ülkelerdeki sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere, Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslar arası Af Örgütü ve çeşitli devletler bu uygulamanın sona erdirilmesi için çalışmalar yapmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2012 yılının Aralık ayında oybirliği ile üye devletleri “Kadın Sünnetine” bütünüyle son verme yönündeki çabalarını yoğunlaştırmaya davet etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder