29 Mayıs 2015 Cuma

AİLE HEKİMLERİ DİRENİŞTE

Sağlık Bakanlığı,  aile hekimleri için 6 Aralık 2014 tarihinde yeni bir “Nöbet Genelgesi” yayınladı. Aile hekimleri bu nöbet genelgesine ve daha önce yayınlanan nöbet yasalarına itiraz ediyor. İtirazların nedenlerini öğrenmek için Türk Tabipler Birliği Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doktor İbrahim Çelik ile görüştük. Dr. Çelik ile nöbet genelgesini, aile hekimlerinin sorunlarını ve taleplerini görüştük.
Yıl, 12 Temmuz 2012… Meclisten geçen torba yasa ile aile hekimlerinin 112 acil merkezlerinde nöbet tutmaları için bir düzenlenme getirildi. Yasayı takip eden genelge ile nöbet listelerinin yayınlanacağı belirtildi. Aile hekimlerin çoğu karara karşı çıktı ve Türk Tabipler Birliği’nin, sağlık sendikalarının ve derneklerinin aldıkları ortak kararlar ile hekimler nöbete gitmedi. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı yeni bir çalışma ile nöbetlerin 112 acillerde değil Aile Sağlık Merkezlerinde tutulması yönünde 6 Aralık 2014 tarihinde bir nöbet genelgesi yayınladı. Alınan kararlarla aile hekimlerinin 40 saatlik çalışma süreleri haricinde asgari 8 saat nöbet tutacakları belirtiliyor. Aile hekimleri, “Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Türk Tabipler Birliği (TTB), Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) ve Türkiye Aile Hekimliği Vakfı (TAHEV)” tarafından eşgüdüm toplantılarında alınan kararlar eşliğinde 12 Aralık 2014 Cuma günü 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. 13 Aralık 2014 Cumartesi günü ise Ankara da Sağlık Bakanlığının önünde basın açıklaması yapıldı. Doktor İbrahim Çelik konuyla ilgili itirazların devam edeceğini belirtti.
Gün içerisinde çok yoğunuz
Dr. İbrahim Çelik, aile hekimlerinin hafta içi sabah 08.00 ile akşam 17.00 arası olmak üzere haftada 40 saat çalıştığını ve bunun içerisinde poliklinik hizmetlerinin yer aldığını söyledi. Aile hekimlerinin gün içerisinde çok yoğun olduğunu söyleyen Çelik bu sorumluluklarını şu şekilde sıraladı: “Gebe takipleri, çocukların aşılarının takipleri ve kronik hastalıklarının takipleri var. Kronik hastalıklarının içerisinde şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, obezite hastalığı takipleri var. Ayrıca halka halk için eğitim vermek var.” Bütün bu işleri 8 saat içerisinde yapmak zorunda olduklarını belirten Dr. Çelik, bu sürecin yoğun bir tempoda olduğuna dikkat çekti. Bu yorucu temponun nedenini Sağlık Ocağı’nın Aile Sağlık Merkezi (ASM) olmasına bağlayan Dr. İbrahim Çelik, “Eskiden Sağlık Ocağı olan ASM’lerde 14 hekim çalışırken şimdi bu sayı yarıya indi” dedi.
Nöbet, istenmeyen sonuçlar doğuracak
Hafta içi fazla olan hasta trafiği hafta sonu sadece nöbet tutan hekimin üzerinde olacak ve bu durum istenmeyen sonuçlar doğuracak diyen Çelik, hekimlerin kaygılarını şu sözlerle anlattı: “Aile hekiminin yoğun talebe zaman ayırması imkansızdır. Hekimler bu yoğunluktan dolayı hastalara yanlış ilaçlar yazabilir, gerekli teşhisi koyamayabilir, yanlış tedaviler uygulayabilir, gerçekten acil olan hastalar atlayabilir. Tedavi sürecinin hızlı olmasından dolayı, kendisiyle yeterince ilgilenilmediğini düşünen hasta şikayetçi olacaktır veya kavgalar çıkacaktır. Uyuşturucu madde kullanıcıları, hap kullanıcıları aile hekimine o ilaçları yazması için baskı yapacaklardır ve güvenlik olmadığı için belki de bir arkadaşımız zarar görecektir veya öldürülecektir.” Bu çekincelerini birçok defa Sağlık Bakanlığı’na ilettiklerini belirten Çelik, Sağlık Bakanlığı’nın bu kanunları çıkarmakta ısrarcı davrandığını söyledi.
Aile hekimliğinin ruhuna ters
Dr. Çelik, bakanlığın yönergede nöbet tutacak hekim için, “Saat 08.00’da değil öğlen 12.00’da gelecek ve 20.00’a kadar çalışacak ya da hafta sonu çalışacak hekim ücret olarak karşılığını alacak” dediğini belirtti ve şöyle devam etti: “12.00’da gelecek hekimin hastaları o saatte gelmeye başlamıyor; daha erken geliyor. Aynı şekilde sabah 08.00’da gelen hekimin hastalarının nöbete kalan hekime tedavi olduğu da oluyor. Böylelikle hekim kendine kayıtlı hastayı görmemiş oluyor, hastanın kronik hastalıklarını takip edememiş oluyor, diğer doktorların takiplerinden çoğu zaman haberdar olamıyor.” Dr. Çelik, takip edilemeyen hastaların sıkıntılı duruma düştüğünü, bu durumun sakıncalı sonuçlar doğurduğunu ifade etti ve “bu durum aile hekimliğinin ruhuna da ters” dedi.
Dinlenmek anayasal haktır
Dr. İbrahim Çelik, dinlenmenin anayasal bir hak olduğunu, haftalık 40 saatlik bir çalışmanın yoğun bir çalışma olduğunu, dinlenmemiş insanların hata yapmaya yatkın olduğunu ifade etti. Kendi ailesine, sosyal faaliyetlerine, bilimsel araştırmalarına zaman ayıramayan hekimin mutsuz olacağını söyleyen Çelik, mutsuz hekimin hastalarına ve ailesine yararlı olamayacağını söyledi. Avrupa ülkelerinde insanların özellikle dinlenmelerine önem verildiğine dikkat çeken Çelik, ülkemizde bunu tam tersi olduğunu, insanların daha çok çalıştırılması için zaman harcandığını ifade etti.
Başka çözüm yolları var
Nöbet sistemi getirmek yerine başka çarelere başvurmak gerektiğini dile getiren Dr. Çelik, önerilerini şu şekilde ifade etti: “Acil servisler çoğaltılabilir, acil servislerin donanımları artırılabilir, insanlar acil servislere teşvik edilmeyebilir.” Dr. İbrahim Çelik, insanların, “Acil servisler ücretsiz, randevu almada gidebiliyorum, kolayca tedavi ediliyorum, ilacımı yazdırıyorum” mantığıyla acil servislere başvurduklarını ve bu başvuruların arttığını ifade etti. Ülkemizde 76 milyon nüfus olmasına rağmen acil servis başvuruların 90 milyonun üzerinde olduğunu belirten Çelik, bunların yarısından çoğunun acil müdahale gerektiren rahatsızlıklar olmadığına vurgu yaptı. Dr. Çelik, Avrupa ülkelerindeki “acil hasta olmayıp da acile başvuran hastaların cezalandırılması” gibi uygulamaların ülkemizde de yürürlüğe girmesinin insanlar üzerinde caydırıcı olabileceğini ifade etti. Sağlık Bakanlığı tarafından, “acile ne zaman ve nasıl başvurabileceğimiz konusunda” televizyonlarda spotlar oluşturulabilir ve halkımıza sunulabilir. Bu konularda basın açıklamaları, televizyon-radyo programları, seminerler yapılabilir, eğitimler verilebilir.
Mücadeleye devam

Hem Tabipler Odası avukatları hem de TTB avukatları genelgeyi incelediklerini, hukuksal olarak yapabilecekleri varsa onları yapacaklarını ifade eden Dr. Çelik, “Yönetim kurulumuzda görüşmeler devam ediyor” dedi. Çelik, diğer sivil toplum kuruluşları ile ortak toplantılar gerçekleştirerek yapılacak eylemleri planladıklarını anlattı ve son olarak “Dinlenmeyen hekimin yeterince yararlı olamayacağını halkımıza anlatarak mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
28 yıllık hekim…
Dr. İbrahim Çelik, 1986 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Zorunlu görevini Şanlıurfa’nın İlvan ilçesinde tamamladı. Antalya Kaş Verem Dispanseri ve Antalya Altınordu Sağlık Ocağı’nda görev yapan Çelik, Antalya 112 Acil Sağlık Hizmetleri’nin kuruluşundan itibaren değişik kademelerinde çalıştı. 2010 yılında Antalya’nın 15 nolu Aile Sağlık Merkezinde Aile Hekimi olarak hizmet vermeye başladı ve buradaki görevine halen devam etmekte. Dr. Çelik, Mayıs 2014 tarihinde yapılan seçim ile Türk Tabipler Birliği Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu’na seçildi ve 28 yıllık hekimlik hayatına devam etmekte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder