29 Mayıs 2015 Cuma


                          CAN GÜVENLİĞİ OLMAYANLAR CAN KURTARAMAZ
        Günümüzde şiddet kavramı üzerinde en çok durulan konulardan ve toplumsal sorunların en başında gelmektedir. Günlük yaşantımızda şiddet olgusunu farklı biçimleriyle olabildiğine çok görmekteyiz. Bunlar psikolojik, ahlaksal, siyasal ve bedensel yönleriyle ele alınabilir.
      Şiddet kavramının en çok karşılaşıldığı alanlardan biriside sağlık alanında çalışanlara karşı yapılan bedensel ve psikolojik şiddettir. Sağlık çalışanlarına karşı şiddetin nedenleri arasında birden fazla etken vardır. Uzmanlara göre sağlık politikalarında görüş birliğinin olmaması, sağlık alanında ki hizmetlerin toplumsal bir olgudan saparak ticarileştirilmenin önüne geçilemeyişi gibi durumlar şiddetin tırmanışını daha da körüklemektedir. Sağlık çalışanlarının muhatap olduğu kişilerin hasta ya da hasta yakınları olduğu bu sebepten dolayı hastalık kaygısı ölüm endişesi, sakatlanma, gerginlik, psikolojik bozukluğu ve madde kullanımı olan kişilerle karşılaşıldığı ve bu durumda olan insanların şiddete eğiliminin normal insanlara göre daha fazla görüldüğü ortaya koyulmaktadır.  
        Hasta ve hasta yakınlarının karşılaştıkları kurallara ve prosedürlere karşı fazla tepki gösterdiği, hasta haklarının kullanılmasında çıkan sorunların sıklıkla şiddete dönüşebildiği belirtilmektedir.
       Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Uz. Dr. İsmail TAŞCI İLE yaptığımız röportajla sağlıkta şiddeti ve nedenlerini ve çözüm önerilerini sağlık çalışanlarının görüşleri doğrultusunda ortaya koyduk.
Sağlıkta şiddetin sebepleri nelerdir?
      Öncelikle ülkemizde 80 milyona yakın acil servis başvurusu bulunmaktadır. Günde 1000 kişi muayene edilen acil servislerde bekleyen insanların memnuniyetsizliği ve triaj (hasta önceliğinin belirlenmesi) kurallarına uyulmaması gibi durumlar şiddetin en önemli nedenidir. Tabi bunun yanında hasta yakınlarının sabırsız davranışları ve aşırı istekte bulunuşu, davranış bozukluğu olan hastaların triaj bilincinde olmaması, özgüven olgusu, bilgi eksikliği, personelin çalışma saati ve personel yetersizliği gibi durumlar hastanelerde ve diğer sağlık kuruluşlarında şiddete yönelime sebep olmaktadır. Bunun yanında sistemle ilgili sorunlarda göz ardı edilememelidir.
       Acil servisler çoğu hastanelerde yetersiz kalmakta, personel azlığı hasta ve personel arasındaki iletişim yetersizliği yine sonucunda şiddete dönüşmekte. Gözlemlerimizden yola çıkarak en önemli ve ivedilikle halledilmesi gereken sorun hastane acil servislerindeki yoğunluğu azaltabilmek ve triaj bilincini topluma empoze etmektir. Ayrıca sağlık alanında çalışmak bir çok risk taşımaktadır. Hastalardan bulaşabilecek hastalıklar, kesici, kimyasal, biyolojik envanterle iç içe olmak gibi durumlar doktorlarda bir çekinmeye de sebep olmaktadır.
Şiddette medyanın rolü nedir?
      Bazı basın yayın kuruluşları hasta ve hekim arasındaki bağı koparırcasına yayınlar yapmaktadır. Devamlı karşılaştığımız manşetlere baktığımızda; hastayla ilgilenmeyen doktor, yine yanlış tedavi ve ölüm, hastane hastayı kabul etmedi gibi manşetlerle yapılan haberler toplumda bir genellemeye neden olmakta ve hasta sağlık kuruluşuna bu haberlerin yarattığı psikoloji ile gelmektedir. Bu da sağlık çalışanlarına olan güveni azaltmaktadır. İstisnai durumlar elbette olmaktadır.
         Her iş kolunda olduğu gibi Sağlık alanında çalışan personelin içinde psikolojik, ailevi, sosyal sorunları olan insanlarda vardır bizler idareciler olarak bu gibi durumlarla karşılaştığımızda müdahale ediyoruz ve gerekli tedbirleri almaya özen gösteriyoruz. Bu nedenle haberlerin daha dikkatli yapılması gerekir toplumu yanlış yönlendirmemeye dikkat edilmesi gerekir.
Şiddete sonucu oluşabilecek sorunlar nelerdir?
         Şiddete uğrayan sağlık çalışanı her insan gibi çevresine karşı kendini mahcup hisseder. Bu bağlamda bazı travmatik ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu durum sağlık çalışanını mesleğini bırakmaya kadar götürmektedir.
       Şiddete uğramış bir doktorun kendine güvenme hissi, mesleğinde kendi becerilerinde eksiklik hissi, depresyon, utanma, eleştirilme, işe gelme korkusu, mesleğinde verimliliğin azalması ve şiddet sonucu ölümle sonuçlanan vakalarla karşılaşmaktayız. Bu bağlamda şiddetin yarattığı sonuçlar şiddete uğrayan çalışanın hayatını tüm yönleriyle etkilemekte ve meslekte verimi azaltmakta kurumlara olan güveni zedelemektedir.
Sağlıkta şiddetin önüne nasıl geçebiliriz?
      Öncelikle bizler sağlık çalışanları olarak şiddetin her türlüsüne karşıyız şiddet başlı başına bir insanlık suçudur. Özellikle sağlık alanında maruz kalınan şiddet olaylarına tümüyle karşıyız. Bu konuda öncelikle kamuoyu oluşturarak toplumu bilgilendirmeliyiz, hasta-doktor iletişimini sağlamalıyız. Şiddete uğramış bir hastada sağlık çalışanı da yine bir sağlık kurumunda tedavi olacak bunun bilincinde olmalıyız. Şiddetin önüne geçmek için; Kriz yönetimini doğru kullanmalıyız öfkeli bir kişiyi sakinleştirme konusunda iyi bir iletişim kurulmalı, güvenlik önlemleri yeterli derecede olmalıdır, acil servislerdeki yoğunluğu azaltacak çözümler üretilmelidir, hukuki alanda hekime yapılan şiddete caydırıcı cezalar verilmeli, sağlık alanında yapılan dönüşümler vatandaşa doğru bir biçimde duyurulmalıdır, birliktelik, sendikalaşma yaygınlaştırılmalıdır.
     Şiddet toplumsal bir sorundur ve sağlık alanındaki şiddette toplumsal sorunlarla birlikte düşünülmelidir.  Sonuç olarak sloganımız can güvenliği olmayan can kurtaramaz. Toplumda her türlü şiddeti kınıyoruz.

                                                                                                                                    Hacı Mehmet Yiğit

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder