ZORLU SÜREÇ KANSER
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Kanser
Çalışma Grubu; geçtiğimiz haziran ayında yapılan 200’ü aşkın bilim insanının
katıldığı “Ulusal Kanser Politikaları Çalıştayı” raporunu hazırladı. Rapora
göre Türkiye de her yıl 162 bin kanser vakası ortaya çıkıyor ve 140 bin kişi
kanser yüzünden hayatını kaybediyor.
8
Milyon İnsan Kanserden Ölüyor
Çalıştay’da kanser vakaları, kanserle
ilgili tıbbi sorunlar, kanser hastalarının sorunları, kanserde palyatif tıp, temel
ve klinik onkoloji alanındaki sorunlar, kanser ve etik, kanser ilaçlarının
üretimi ve hastaların erişimindeki sorunlar gibi 15 farklı masa kuruldu ve
çalıştay da bu sorunlar ele alındı. Raporda, Türkiye’de her yıl 162 bin kişide genetik
veya çevresel kanser vakası ortaya çıkıyor. 140 bin kişi ise kanserden yaşamını
yitiriyor. Dünyada ise 14 milyon vakanın ortaya çıktığı ve 8 milyon insanın
kanserden öldüğü açıklandı.
Kanserden Korunma
ve Tanı
Raporda kanserden korunma ve erken tanı
yöntemlerine, hayata geçirilmesi gereken uygulamalara yer verilmiştir.
Ülkemizde analitik epidemiyoloji alanındaki çalışmaların azlığına değinilmiş bu
alanda çalışma yapabilmek için, Kanser Kayıt Merkezlerinin sayısının
çoğaltılması öngörülmüştür. Türkiye’nin kanser araştırmaları konusunda ABD ve
Avrupa’nın çok gerisinde olduğu vurgulanmış, kanserde palyatif bakım
merkezlerinin kurulması ve tıp etiği eğitiminin Sağlık Bakanlığı tarafından
önünün açılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu konuda bürokratik engellerin en
aza indirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ülkemizde Onkoloji hemşireliğinin de
önemine vurgulanmış, onkoloji hemşireliğinin erken tanı ve eğitim alanındaki
başarıları da dünyadaki gelişmeler ile benzer şekilde ilerlemektedir. Bu
anlayışı yaymak amacıyla ülkemizde Onkoloji Hemşireliği Derneği kurulmuştur. Bu
dernekle hemşireler; erken tanı, kanser eğitimi, toplumu kanser hastalığı
konusunda daha fazla bilgilendirmek, ulusal ve uluslararası alanda ortak
çalışmalarla kanser konusunda daha fazla farkındalık sağlamaktadır. Kanser
hastaları için, kanser eşittir ölüm gibi algılamalar bilimsel ve teknolojik
tedavilerle kısmen değişmiş olsa da sürmektedir. Hasta organik rahatsızlıkları
yanında kanser tanısıyla psikolojik açıdan da olumsuz etkilenmektedir. Bazı
sigorta şirketleri de kanser tanısı konulmuş bireye sağlık sigortası yapmayı
reddetmektedir. Bu gibi durumlar kanserde etik konusunu gündeme taşımaktadır.
Kanserde Akademik
Eğitim
Raporda, Dünyada kanserin hala en önemli
Halk Sağlığı Sorunu olduğuna değinilmiş ve akademik olarak Radyasyon
Onkolojisinin geliştirilmesi ve bu alanda yapılacak çalışmaların önünü açılması
gerektiği vurgulanmıştır. Radyasyon Onkolojisi alanındaki hekim sayısının
çoğaltılması, kanser ile ilgilenen kişilerin yeterli onkoloji eğitiminin
sağlanması, kullanılan tıbbi cihazların yeterli donanım eve eğitimi olan
kurumlarda kullanılması, onkoloji alanında mecburi hizmetin kaldırılması
özendirici politikalar uygulanması, kanser eğitim hemşireliğinin
yaygınlaştırılması gibi politika önerileri hazırlanmıştır.
Kanser Hastalarına
Destek Sağlansın
Türkiye Bilimler Akademisi, İş kaybına
uğrayan hastalara gerekli maddi desteğin sağlanılması, sosyal imkânlardan
yararlanabilmek için engelli kartları gibi kartların verilmesi, kanser
hastalarının çocuk sahibi olabilmesi için sperm ve yumurtaları dondurulsun
dedi. Tedavi gören hastalarda kısırlık oluşuyor bu sebepten dolayı SGK
kapsamında bu hastaların spermlerinin alınarak daha sonra çocuk sahibi
olmalarını sağlayacak düzenlemelerin getirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Hastanın
vefatı sonrasında, tedavi sürecinde oluşan maddi yükler ve borçlar, eşiyle
çocuklarına kalıyor. Eş ve çocuklarda depresyon gibi hastalıklar oluşuyor
bunların yaşanılmaması için devlet geride kalan eş ve çocuklara maddi destek
sağlamalı. Geçtiğimiz yıllarda kanser
konusunda hastaların motivasyonunu yükseltmek amaçlı ve farkındalık yaratmayı
amaçlayan kamu spotları, sosyal aktiviteler hatalara moral olmaktadır. Uzmanlar
özellikle meme kanserinde 50 yaş üstü kadınların 1-2 yılda bir taramalarını
yaptırmalarını ve klinik muayeneden geçmelerini önermektedir.
KANSERİN ARTIK BİR OKULU VAR
Küresel bir sorun olan kanser hastalığı
Dünya’da ve ülkemizde kalp damar hastalıklarından sonra 2. ölüm sebebi. Dünyada
yılda 15 milyon insan kanser vakasıyla karşılaşmaktadır ve Dünya Sağlık Örgütü
(DSÖ) araştırmalarına göre 2035 yılında 25 milyona yakın kanser vakasının
ortaya çıkacağından söz edilmektedir. Ülkemizde ise yılda ortalama 70 bin insan
hayatını kaybetmektedir. Erkeklerde en fazla tütün ve alkol kullanımına bağlı
akciğer kanseri, kadınlarda ise meme kanseri vakaları görülmektedir.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Medstar
Hastanesi ortaklığında halkı kanser hastalığı konusunda bilinçlendirmek,
kanserin yenilebilir bir hastalık olduğunu ve kanser kaygısını azaltmak için kanser okulunda;
meme, akciğer, prostat kanseri gibi kanser türlerinin anlatıldığı, erken
tanının önemi ve alternatif tıp alanında her ayın ilk Perşembe günü
vatandaşları bilgilendirici eğitimler verilmekte. Kanser Okulu eğitimcilerinden
onkoloji uzmanı Prof. Dr. Saim Yılmaz sorularımızı cevapladı.
Kanser Okulu Nedir?
Yılmaz; öncelikle Kanser Okulu Medstar
Hastanesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile kurulmuş, toplumdaki
kanser algısını geliştirmek ve pekiştirmek, topluma kanser hastalığının
çeşitlerini, nedenlerini ve bu hastalıkla nasıl savaşılması gerektiğini
bilgilendirmek amaçlı kurulmuş bir tıbbi kuruluştur. Kanser okulu kanserin tek
başına tıbbi bir mücadele olmadığını aynı zamanda bunun sosyal ve çevresel
faktörlerini de ele alarak, topluma kanseri en iyi şekilde tanıtmayı ve bu
düşmanla savaşmanın yöntemlerini empoze etmeye çalıştığımız bir okuldur.
Kanser
Okulunun Amaçları
Bizim
amacımız aslında kanserle mücadele de kullanılan tıbbi yöntemler dışında,
toplumu kanser konusunda daha fazla bilgilendirmektir. Bunun yöntemi nasıl diye
soracak olursanız kanser kendi başına bir hastalık değil ilk etapta eğitime
bununla başlıyoruz. Kanserin 200 çeşidi var hastalara ve bu riski taşıyan
insanlara hastalığı daha iyi tanıtmamız gerek, özellikle Antalya hızla büyüyen
metropol bir şehir haline gelmekte ve beraberinde hastalık verileri de
artmaktadır. Bu şekilde nüfus oranı çok olan şehirlerde hastalık oranları da
yüksek olmaktadır. Bizim amacımız kanserde önceden teşhis ve doğru
yönlendirmeyle 60 binin üzerinde insanı kliklere almadan hastalığı yok etmek.
Bu sebepten dolayı hastalığın türlerini ve sebeplerini topluma empoze
etmeliyiz. Kısaca bizim amacımız kanseri klikler dışında da halka anlatmak,
kanser korkusunu yok etmek ve nasıl mücadele ederiz sorusunun stratejisini
oluşturmaktır. Bu işin stratejisini oluştururken salonlarda birinci ağızdan
kanseri tanıtmak ve nasıl mücadele etmeliyiz sorusunun cevabını, uzmanlar
tarafından dillendirilmesini istedik.
Kanser
Tanısı ve Yönlendirme
Kanser teşhisini yaparken ilk yapmamız
gereken doğru adımı atmaktır, doğru adımda doğru tanıyı beraberinde
getirmektedir. Doğru tanıyı koyamadığımız zaman hiçbir faydası olmadığı gibi
hastaya zarar bile verebilir. Kanser hastalığında doğru tanı için öncelikle
hastanın hangi şikayetlerle geldiğini görmek lazım ki eğer kanserse hangi
türden kanser bunun tanısını koymamız lazım. Bizim amacımız düşmanla savaşmaksa
düşmanı çok iyi tanımalıyız ki ona uygun silahlarla karşılık verebilelim. Bazı
kanser tipleri çok ağır şekilde karşımıza çıkmaktadır, örneğin akut lösemi
hastalığında hastayı günler içinde kaybederken diğer lösemi çeşitlerinde hasta
10-15 yıl hastalıkla mücadele etmekte. Bu yüzden kanser çeşitli ağırlıkta
karşımıza çıkabilir bizde bu şekilde pozisyon almalıyız. Çok ağır bir hastalığa
basit müdahalelerle yaklaşırsak ya da hafif bir tümöre ağır ilaçlarla müdahale
edersek hastaya daha ciddi yan etkisi olan hastalıklarla baş başa bırakabiliriz
bu yüzden nasıl bir hastalıkla mücadele ettiğimizi doğru biçimde tanımlamamız
gerekiyor. Tanı koyduğumuz zaman yönlendirme daha kolay ve hızlı olmaktadır.
Kanser Tedavisinde Alternatif Tıp
Ülkemizde yıllık 400 bin yeni kanser vakası
ortaya çıkmaktadır. Kanser vakalarının yüzlerce çeşidi var ve yayılım
göstermektedir. Tedavi edilmediği zaman ölümle sonuçlanmaktadır. Hastalıkla
mücadele ederken ağır durumlarda radyoterapi ve kemoterapi tedavisi
uygulanmakta bu uygulamalar bazı durumlarda sağlam hücrelere de zarar
verebilmekte, bu yüzden daha az yan etkili tedaviler sunmaya çalışıyoruz.
Verdiğimiz yenilikçi tedavilerle örneğin her 10 kadında görülen meme kanserinde
9 unu yaşatabiliyoruz, erkeklerde de prostat kanserinde hastalıktan
kurtulmalarını alternatif tıp sayesinde başarabiliyoruz. Ancak akciğer kanseri
gibi durumlarda hastayı kurtarmak daha zor olmakta, bu da bizi tamamlayıcı
tıbba yönlendirmektedir. Tamamlayıcı tıp kemoterapi ya da radyoterapi gibi
tedavilerde oluşan ağrı, iştahsızlık gibi durumları bitkisel ve doğal ürünler
kullanarak aşmayı sağlamaktadır.
Psikolojik Tedavi
Hastaya tıbbi yaklaşımların dışında farklı
motivasyonunu yükseltecek tedavi şekillerini de göz ardı etmememiz gerekir
örneğin; hipnoz, sanatsal etkinlikler, müzik, masaj aroma teknikleri dahil
olmak üzere bu tedavi yöntemlerinin işe yaradığı ve hasta üzerinde olumlu
etkiler yarattığı dünyanın en güvenilir onkoloji merkezleri tarafından
doğrulanmıştır. Bu yöntemler hastanemizde de uygulanmakta ve ciddi derecede
hastaya motivasyon sağlamakta. Bizler Medstar kanser merkezi hekimleri olarak
psikolojik tedavinin etkili bir tedavi yöntemi olduğuna inanmaktayız bu yüzden
merkezimizde yoğa, koro, kemoterapi ve sanat merkezi gibi birimler oluşturduk.
Dersler ve Katılım
Prof. Dr. Yılmaz; doğrusunu söylemek
gerekirse bu işe ilk girdiğimizde bu kadar ilginin olacağını düşünmemiştik.
Katılım düşündüğümüzden daha fazla ve toplum kanser hakkında bilgilenmeye
meraklı bunu her ders zamanında salonun dolu olmasıyla anlayabiliyoruz. İlk
sunumumda bizim bir dershane açmamız gerektiğini salonlara sığmadığımızı büyük
bir gururla söylemiştim.
Hacı Mehmet Yiğit